Kadın anadır… Naziktir… Narindir… Kırılgandır…
“…Türkiye’de kadınların yüzde 41.9’u fiziksel ve cinsel şiddete uğruyor…”
Biz kadınları çok severiz!
“… Yüzde 49.9’la en fazla şiddete maruz kalan kadınlar ‘düşük gelir’ grubunda. Orta gelir durumunda bu oran yüzde 41.8, ‘yüksek gelir düzeyin’de de yüzde 28.7.”
Sevgiyi en iyi onlar bilir, çünkü bir canlıya canıyla, kanıyla emek verir. İşte bu yüzden;
“…Son yedi yılda istatistiklere giren kadın cinayeti oranı yüzde 1400 artmıştır. Resmi rakamlara göre son 10 yılda 5813 kadın öldürülmüş, 478 kadın tecavüze, 722 kadın tacize uğramış, 6 bin 423 kadın ise aile içi şiddet nedeniyle hastaneye başvurmuştur!..”
Cennet annelerimizin ayaklarının altındadır… Ama en çok da “Dayak cennet’ten çıkmadır!”
“…Çalışan’ kadınların yüzde 44.1’i, çalışmayanların yüzde 41.1’i şiddet mağduru.
Eğitimsiz kadınların yüzde 55.8’i, lise ve üzeri eğitim alan kadınların yüzde 27.2’si şiddet mağduru.
En az bir kez gebe kalmış her 10 kadından biri gebeliği sırasında şiddet yaşıyor.
Kadınların yüzde 57.6’sı, üç veya daha fazla kez yaralandığını söylüyor…”
Ama biz kadınları çok severiz!
“…Yaşadığı şiddetini kimseye anlatmayan kadın oranı yüzde 48.5. Düşük gelir düzeyinde bu oran yüzde 54.1, yüksek gelir düzeyindeyse yüzde 37.5.
Şiddet yaşamış kadınların yüzde 33.7’si ‘hayatına son vermeyi düşündüğünü’ söylüyor.
Düşük ve yüksek gelir grubunda bu fikri aklından geçiren kadın oranı aynı, yani yüzde 34.6.”
Sevgimizi çok güzel ifade ediyoruz maşallah! Minnetimizi onları döverek, işkence ederek belli ediyoruz! Onları yani “KADIN”ları intihara teşvik ediyoruz! Daha beterini söyleyim; Şiddet görenlerin yüzde 12.4’ü intiharı denemiş. Düşük gelir düzeyinde bu oran 12.4 iken, yüksek gelir düzeyinde yüzde 11!

Okuyucuya küçük bir not:
Bunları ben söylemiyorum. Belgeler, veriler söylüyor! Türkiye’de şimdiye kadar yapılan en büyük kadın araştırması Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve AB’nin desteği ile Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nce 24 bin 48 hane ziyareti ve 12 binden fazla kadınla yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirildi. Burada bahsi geçen rakamlar ise kamuoyu ile paylaşılanların bir kısmı ve resmi…
Birleşmiş Milletler’in 2022 araştırması ise çok daha vahim bir gerçeğe işaret ediyor. Araştırma özetle diyor ki;
“Dünyada eğer pozitif ayrımcılık yapılmazsa yani her şey şu an olduğu gibi kendi haline bırakılırsa tam 270 yıl sonra “Kadın-erkek eşitliği” normal kabul edilebilecek bir düzeye gelecektir!”
Paylaşılmayan ve resmi olmayan “Gerçek” rakamları, bir şeylerin olması gerektiği zaman çizelgesine gelmesi için gereken zamanı, almamız gereken yolu bir düşünün!
Ben düşünmek istemiyorum…
Bugün, “Kadına Yönelik Şiddet’e Hayır” Günü.
Bugünün Kadına Yönelik Şiddet’e Hayır Günü olmasının hikayesi ise şöyle:
25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva, Maria Mirabel’in cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. Mirabel kardeşlerin, tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü ortaya çıktı ve onlar diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü oldu. 1981’de Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda 25 Kasım günü, Mirabel kardeşlerin anısına ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ ilan edildi.
Bizde ise kadın cinayetleri %1400 arttı. Her gün de artıyor…
Umarım gerçek anlamda sevginin, insanlığın ve yaşam hakkına saygının ne olduğunu bir gün gerçekten öğrenebiliriz… Ama her şeye rağmen iş lafa geldi mi attık mı mangalda kül bırakmayız… Hep deriz ya aslında,
BİZ KADINLARI ÇOK SEVERİZ!

Ne kendim yaşarım bu hayatın hakkini vere vere ne de kadınıma yaşatırım. Çok da canımı sıkarsa gerekeni yaparım. Genel olarak yasama bakis açımız bu…Erkeklerimizin bizleri ve yaşamı anlamlandiracagi günleri sabırsızlıkla bekliyorum. Gönlünüze ve kaleminize sağlık!
KADIN EŞ DİR YOLDAŞ TIR CANDIR HAYATTIR …
YAŞAM ANADAN KADINDANDIR VE ÎNSANSIR …
Bize ses olduğunuz için teşekkür ederiz