Kadim mitolojide Musa’lar olarak bilinen ve her biri farklı sanat dallarının ilham perisi olan; Melpomene (Tragedya), Thalia (Komedya),  Kleio (Tarih), Erato (Korolu şiir), Kalliope (Lirik-destan şiiri), Polymnia (Pandomim),  Euterpe (Flüt),  Urania (Gök bilimi),  Terpsikhore (Dans) adında 9 tane kız kardeş vardır. İnanışa göre bu periler “Pieria” ve “Helikon” dağlarında yaşarlar. Mütevaziliğinden mi kaynaklıdır bilinmez ama bu perilerin annesi aslında  Loreena McKennitt”tır!

Kabul edelim, bazı ruhlar özeldir. Tanrı tarafından kutsanırlar ve bu dünyada yapacak işleri olur. İşte kızıl saçlı ilahe McKennitt da bunlardan biri bence.

Benim Loreena McKennitt masalıyla tanışmam ve “Masal yürekli bir Elf” olduğumu anlamam ise 90’larınbaşına dayanıyor. İlk aldığım albümü daha dün gibi hatırlıyorum “Visit”ti. Babacığım bu albümü taaa İstanbul’da bulmuş ve harika bir hediye paketinin içinde bir kış sabahı uyuyan oğlunun baş ucuna bırakmıştı…

Daha ilk dinleyişte albümü öyle beğendim, öylesine büyülendim ki bu “Ziyaretçi”yi bir daha hiç yollamamak üzere çocuk kalbimin mahallesinde en sevdiğim komşum ilan ettim! Ardından da zaten efsane albüm “The Mask And The Mirror” (Maske ve Ayna) geldi ve o yıldan bu yana arşivimin en tepesine koydum. Anlayacağınız, bu peri annesi ruhumun en özel, en dingin odasına kamp kurdu…

Size Loreena McKennitt’ın diskografisini yazacak halim yok. Zaten onu bilen biliyor. Ben onun ayrıcalığını, sihrini, müziğini ve yolculuğunu kendiniz keşfedin istiyorum. Tabii ki onun bendeki çağrışımlarını sizlerle paylaşarak.

Benim için o, çocukluğumdaki çizgi filmlerdeki, okuduğum masallardaki kanatlı melek figürlerini hatırlatan kadındır. Çünkü tanrıların müzik aleti olan arpı çalan ruh bir seyyahıdır kendisi…

Onun melodileri yağmurdan sonraki toprak kokusuna benzer ve sevgilinizin gözlerindeki parıltı kadar kutsaldır. (Bana inanmıyorsanız onun müziği çalarken bi bakın sevdiğinize!) Bunu 2019 yılındaki İzmir konserinde bire bir Loreena McKennitt’ın gözlerinin içine bakan ve onunla zamanın minnak bir kırıntısında selamlaşma şansı yakalayan bir fani olarak söylüyorum!

Sanatçının 16. albümü olan “Under A Winter’s Moon” (Bir kış ayının altında), geçen yıl Stratford, Ontario’daki “Knox Kilisesi’”nde düzenlenen konserin canlı bir kaydı aslında.

“Aralık 2021 gün dönümüne yakın bir kış gecesinde, arkadaşlarım ve ben müziğimizi sözlerle ördük. Bu albümde birçok kültürde bulunan sözlü geleneklerin unsurlarını birleştirmeye çalıştım… Bizi geçmişimizle yakalamak, ilham vermek ve yeniden bağlamak için, o zamanların insanlarına ve onların iletişim tarzlarının yaşamlarında ne anlama geldiğine dair bir anıyı sunmaya çalıştık ve bu çok anlamlıydı.” diye anlatıyor albümün hikayesini Mckennitt.

Çoğunlukla Geleneksel Kelt müziğine yer verilen albüm, yılbaşı temalı 23 şarkı ve 2 CD’den oluşuyor. Ama asıl sürpriz, X-Men’de Proffesor X’in sesi olarak tanıdığımız “Gemini ödüllü” aktör Cedric Smith ve Tom Jackson gibi Kanada’nın en ünlü tiyatro sanatçılarının da bu albümde hikaye anlatıcıları olarak yer almaları! Her iki sanatçı da kadim İngilizce’nin en saf halini, sanki Shakespeare döneminde “Globe Theatre”da bir oyun izlercesine bize yaşatıyorlar!

Albümün açılış şarkısı, Kanada’nın ilk sahiplerinden kabul edilen İrouka Kızılderililerinin en önemli efsanelerinden biri olan “The Sky Woman Story” (Göksel Kadın Hikayesi). Şarkıda, göklerden atıldıktan sonra yeryüzüne düşen “İyilik Ana”nın hikayesi anlatılıyor.  Aslında bu mitolojik hikaye albümün de ana temasını oluşturuyor. Albüm, kadim dönemden orta çağa, rönesanstan günümüze kadar yılbaşı hikayeleri ve mistik ezgilerle dopdolu 1 saat 25 dakikalık bir şölen! Benim albümdeki favori şarkılarım ise “God Rest Ye Merry Gentlemen” ve “Coventry Carol”

Bu kızıl saçlı ilaheyi her dinlediğimde aklıma “Elf” müzikleri gelir ve ruhumu adeta Tolkien’ın orta dünyasında dolaştırır. Shakespeare’deki bir tutam ölümsüzlük tozuna benzer ve utangaç bir bulutun kanadına tutunup iç yolculuğunuzu kuş bakışı seyretmeniz için nefis bir kılavuzdur büyülü sesi…

Eğer yorgun, sinirli, anlamsız ya da aşıksanız daha doğrusu nasıl bir ruh halinde dahi olduğunuzu bilmiyorsanız bu su perisinin sesine bırakın kendinizi… Veya yağmurlu bir kış günü yolunuz olur da Efes’e, Meryem Ana’ya düşerse bırakın size eşlik etsin… Bir de onun müziğinin ışığında seyredin o muazzam görüntüyü! Fonda “Marco Polo” veya “Mystic Dream” çalarken heybetli ve sisli dağların size bakmasına izin verin!

Ve bence ne yapıp edin 18 Kasım günü (şimdilik dijital platformlarda ve CD olarak satışa sunulan yeni albümü olan “Under A Winter’s Moon”u mutlaka edinin! Ben albümün plağıyla buluşacağım o sihirli ana kadar, yağmurlu bir İzmir gününde, kahvemi yudumlayıp kitaplarımı okurken bu kış masalının hayallerimin fon müziği olmasının tadını çıkaracağım… Darısı başınıza!